24 Şubat 2013 Pazar

Bugünlerde..

Hala canlanasım yok, ameliyattan sonra kendimi korumayı fazla abarttım, hiçç bişey yapmıyorum, yapasım da gelmiyor. arada içimden bi ses "hadi" diyor ama duymazdan geliyorum.
Bişeyler yazmalıyım en azından yapamasam da. Şöyle bi başlayım:

*Sevgililer Gününde eşceğizime yaptığım hediyem. üstünde resmimiz olan altına da bulmaca hazırladığım, kenarlıklarını PekçokŞeyinDeftercisi ile topladığımız deniz kabukları ve küçük taşlarla süslediğim çerçeve. Burdan görünmese de arkamızda Antalya kıyıları var. Teleferikle çıktığımız dağın tepesinde çekilmiştik. Bulmacam da ikimize dair sorulardan oluşuyor. 3. resmin üstündeki melek kanatlı kolye de bana aldığı kolye. Pek güzel, pek şirin.






* Saçım için aldığım ama kaş, kirpik, cilt için de kullanılabilen badem yağım.


* Göz altı kırışıklıklarım için bir krem. Henüz çok değiller. ama başlamak lazım. Eşceğizim"Bana da al bari de, sen gençleşirken yaşlanmayayım" dedi. Yaşıtız ya biz mecbur kullanmam lazım:)



* Bunlar da çoraplarım. yumuşacık:)



*Aylık dergilerim:


*Haftasonunda kontrole gittik İstanbul'a. Bakırköy sokaklarında dolaştık biraz. Güzel güzel mağazalar vardı. Gezdik. İlk girdiğimiz dükkanda, ilk giydiğim elbiseyi alıverdim.


* bir de kitapçıya girdik. Kitap yerine konuşma kılavuzu aldım. Fransızca. Hep öğrenmek istiyordum. Bununla yapabilir miyim bilmiyorum da biraz daha heveslenirsem video falan olur bu iş:) Hadi inşallah. Ama çok güzel bir dil değil mi.Şiir gibi. Türkçem gibi olamaz tabi. Bir okuyun.
Je vous souhaite du bonheur pour aujourd'hui et poyr toujours!
Jö vu suet dü bonör pur ojurdüi e pur tujur!
Bugün ve sonsuza kadar mutluluklar dilerim!



14 Şubat 2013 Perşembe

Sevgililer Günü

Sevgililer gününüz kutlu olsun. Özellikle sevgilisi olmayanların. Sevgilisi olanlara nasıl olsa söylenecektir. aslında eşime yaptığım hediye de burda olmalıydı. Maalesef Makinanın pilleri bitince onun fotoğrafını çekemedim. O da yarın gelir.

Keçeden küçücük bir kalp yaptım. Broş gibi. Sadecik. (Yine)Aslında onu giysimde kalbimin üstüne takıcaktım. Ama eşimin aldığı kolyeyi takınca onu da etekucuma takabildim.


Ve eşime hazırladığım kart. İplere asılmış kalpleri Turuncu oda'dan. Kalpler bana ait. Çizim de face'de görmüştüm.Çok hoşuma gitti. Napayım yapıverdim.


Aşkla sevgiyle mutlulukla kalın.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Mimlendim:)

Sevgili Hülya Hanım beni mimlemiş. Sorduğu sorulara verdiğim cevaplar :

En son hangi kitabı okudunuz?
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer

Her ay düzenli dergi yada dergiler alır mısınız?alıyorsanız isimleri ne
İki aydır dergi almaya başladım. ama hemen yazayım adlarını. Form Sante ve Evim


Sinema mı Tiyatro mu?
Sinema.

Koleksiyon yapar mısınız? varsa ne?
En son üniversitede yapmıştım. Şehirlerin kartpostallarını biriktiriyordum.


Yapmaktan hoşlandığınız şeyler nelerdir?
Elişleriyle ilgili herşey.


Asla vazgeçmem dediğiniz şey nedir?
Bilgisayarım diyebilirim.


Sürekli yanınızda olan 3 eşya nedir?
Cep telefonu, aynam, el kremi


En sevdiğiniz renk ve sayı nedir?
Kırmızı ve 9


Daha çok film mi izlersiniz dizi mi?
Dizi


En çok takip ettiğiniz blogların genel içeriği neler? örgü, dikiş, tarifler v.b.?
Ahşap boyama ve el işi


Sizi en net tanımlayan kelime nedir?
Kararsız

9 Şubat 2013 Cumartesi

Ufacık Tefecik Şeyler

Hayli olmuş yazmayalı. Tatil modumdayım hala. Ama maalesef bitmekte. Şu aralarda pek bişey yaptığım yok. Kafamda onlarca projem var. Ama nasıl yapsam bilmediğimden kalıyorlar, başlayamıyorum. Bakalım ilerleyen günlerde onlar da olur inşalllah. Bunlar da öylesine arada oluverenler.

* İğnedenliğim
Keçeyle yaptım. İçine de pamuk koydum. Pek tatlı bişey oldu.

* Bilekliğim

İnci boncukçudan aldığım malzemelerle oldu bu bileklik. birkaç küçük obje ile çok hoş bişey oldu. zincirin arasından da kırmızı kurdeleyi geçirdim.



*Yakam



Tuhafiyeden aldığım bir parça bu. Adını tam bilmiyorum. Ne derler. Fisto gibi bişey. Yaka olacak şekilde iç kısmından büzdüm ve diktim. Çiçeklerin ortasına ve yapraklarına boncuk diktim. Beyaz olduğu için pek görünmüyorlar. Renkli boncuk olsa daha çok belli olacak. siz öyle yapın lütfen. Hem kolay hem çarçabuk olacak bişey.

2 Şubat 2013 Cumartesi

Ha Hayt....:)

Oh ne güzel oldu yazımın başlığı. Hayata olsun bu ha hayt hallerim, burun kıvırmalarım, senelerdir kullandığım gözlüğümü bi kenara atmalarım, güneş gözlüğümü de saçlarıma takmalarım:) evet senelerdir hayalini kurduğum bir hayalim gerçek oldu. benimle özdeşleşmiş artık bir organımmış gibi hissettiğim gözlüğümü artık kullanmıyorum:) Nasıl mı, lazerle tabi ki de. Korka korka gittiğim, ah o kirpiklerimi nasıl sıkıştırıcaklar diye ölüp ölüp dirildiğim, beklediğim kadar korkunç olmayan ufacık kısacık bir operasyondu. Ama ben hali hazırda heyecandan ölüp biten bir tipim. En ufacık şeylerde kalbim küt de küt, güm de güm. İşte böyle. Her neyse, benim gibi böyle lazer olmak isteyen ama korkudan olmayan varsa hiç yazık etmesin zamana, hemen gitsin.

Kısacık da bahsedeyim. Ben yaklaşık 16 senedir kullanıyorum bu mereti ( ay bunu da söylemeyi çok isterdim, şimdiye kısmetmiş) aslında kullanıyordum:) 5 sene kadar önce bi kez gitmiştik, bu arada hastaneyi de söyleyim tabi. Dünya Göz.Dr. Haluk Talu. O zamanlar başka bir doktora muayene olmuştum. O doktor şimdi yokmuş. o zmanalar kornea sivrilmesi var dedilerdi,yapmadıydılar. Neyse zar zor cesaretimi topladım bu sefer, gidiverdik. Muayeneden sonra ameliyat için herhangi bir engel olmadığını söyledi doktor bey,ertesi güne saat vererek. Bir sonraki gün, erkenden gittik. bir başka bölmeli yere aldılar beni. gözüme iki damla damlatarak uyuşmasını sağladılar. Zaten bayağ bi insan vardı ameliyat olacak, sıra da bana hemencecik geldi. Önce bir odaya aldılar, beyaz bi makine var ortada. o gün gözümün önünden gitmedi o şey. Hiç canı yanmıyor insanın da ben işte heyecandan kasıldım biraz. bir kapakçık oluşturuyorlarmış o makinada. şimdi ben latincelerini telaffuz edemiycem. Çok da hatrlamak istemiyorum. Çok kısa sürüyor zaten. Çok ilginç şu göz ya. ne yaptılarsa o makinada bi ara görüş gitti. karanlık bile yok. garip. En zor kısım(!) da buydu zaten.

Sonra diğer odaya geçtik. ama ben dedim ya azıcık kasıldım diye, çıkınca oturttular beni, herkese bunu yaptılar mı bilmiyorum. Sıradaki hasta çıkınca beni aldılar. Daha geniş bir oda. ortasında yere yakın bir sedye/yatak , üstünde makinamız:) yattım. Çok basit bir işlem. Işığa bakıyoruz sadece. Doktorlar konuşuyorlar. Hatta bi ara gözlerimin renk dağılımından harelerinden bahsettiler. Yeşildir gözlerim. Bayan olan  daha önce böyle bir göz görmediğini söyledi:) Yaf, gözlerim tıp literatürüne geçecek cinsten yani:) Orası da çok kısa sürüyor, çıkarıyorlar ve eşime kavuşuyorum. Onu çıplak gözle böyle net görmek de hoş. ( aramızda espri yapıyorduk önceden, ben diyordum beni beğenmezsin gözlüksüz; o da diyordu sen beni farklı görmüş te şimdi benzetemezsen, walla boşanmaya kadar götürüyorduk muhabbeti :P )
Hemen güneş gözlüğümü takıp çıktık, alev alev yanıyor, acıyor,batıyor. Kötü bir his yani. Ben yine de şanslıydım, bu yanmalar batmalar 2-3 saat sürdüler. sonra şükür ki o kadar şiddetli olmadı. Kaşınmadı da. Her saat başı damla damlattık zaten. O biraz rahatlattı. Damlaları damlattıktan sonra gözünüz açılmıyor zaten. Biraz da stress olduğu için uyuyorsunuz. Eşimden Allah razı olsun ve 3 gün kaldığım arkadaşlarımdan. Ertesi gün kontrole gittik. Ölçümler oldu yine ve sonuç mükemmel. Bikaç gün ellemiyorsunuz yıkamıyorsunuz gözlerinizi. Ben hala cesaret edip yıkayamadım, siliyorum yüzümü. Hala yakınlar birazcık bulanık, bu da bikaç günde geçicekmiş. Uzaklar da o kadar net. Süper bir duygu. Hayata yeni gözlerle:))